
Sonra ister istemez gerçekten olması olanaksız olan şeylerin bile nasıl olabileceğini düşünüyorsunuz. Kitap A.P.R.I.L Yayıncılıktan çıkmış. Elimdeki kitabın 20. baskısı. Şu aralar çok satanlar listesinde başta gidiyor. Kitabın yazarı Adam Faver' in hakkını vermek lazım. Tek solukta okunacak bir kitap. (Özellikle yabancı dilden dilimize kazandırılan kitaplar çok güzel, çok satan olduklarında yazarları göğe çıkarılır. Oysa bunda çevirmenin de büyük payı vardır. Bunu genelde es geçeriz. Bu bakımdan ben de aynını yapıp es geçmeyeyim. Kitabın çevirmeni Şirin Okyavuz Yener'e de teşekkür etmek gerekir.)
Şu aralar yeniden ağırlık verdim okumalara. Bu hafta mesela iki kitap bitirdim ki özlemişim kitap okumayı... gerçekten özlemişim. Önceden - "önce"den kastım hayatımda bilgisayar, internet bu kadar yokken- her hafta en azından bir kitap okurdum. Sonra üniversite yıllarında kitapın bana yaptığı arkadaşlığın yerini maalesef bilgisayar, internet aldı. Evet, maalesef diyorum. Çünkü kitap okumayı ondan sonra neredeyse bıraktım. Arkadaşlarıma göre hala bir kitap kurduyum ama kendime bakınca bunun doğru olmadığını görüyorum. İnternetti, bilgisayardı bunlar şüphesiz çok güzel, önemli nimetler amma dozunu kaçırınca olmuyor işte. Bu hafta iki kitap birden okuyunca bunu daha derinden farkettim. Ne güzeldir kitaplar... Sessiz vefalı dostlardır.. Bir kenarda sıranın kendilerine gelmesini beklerler... Neyse, bu konuya sonra bir başka yazımda değineyim.
Olasılıksızı bitirdiğinizde küçücük önemsemediğimiz birşeyin bile aslında nelere yol açabileceğini düşünmeye başlıyorsunuz. Kitabın etkisinden bir iki gün kurtulamıyor insan. Benden söylemesi. Okumadınız ise muhakkak tavsiye ederim macera kitapları sevenlere. Olmaz diye birşey yok. Her an herşey olabilir...