28 Şubat 2008 Perşembe

18 Yıl Önceydi...Dün

18 yıl önceydi..Dün gibiydi o kadar yakındı aslında. Sen soluma gel, sen de sağıma oldu mu amca ? Bu sözleri dün söyledim gibi de geçmiş tam 18 sene... Çok iyi hatırlıyorum o sene amcam Arabistan'da işçi iken izne gelmiş; gelirken de bir fotograf makinesi getirmiş.

Küçüklüğüme ait çok fotoğrafım yok maalesef... Makinemiz yokmuş bizim. Ondan sanırım ben fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Neyse, o gün amcam makine ile gelmişti bize. Ne sevinmiştik, hala hatırladığıma göre ne sevinmişiz. Evimizin arka bahçesinde- taşlık bir bahçemiz vardı- tam penceremizin önünde objektife vermişiz pozumuzu... Tam 18 sene önce... Geçenlerde doğum günü idi kardeşimin. Kocaman oldular, evlendiler çoluk çocuğa kavuştular hatta. Bu fotoğrafı yolladı bana. Çok şaşırdım zira unutmuştum neredeyse bu fotografın nerede olduğunu. Bizim eski albümde bulmuş bunu ve bu fotoğrafın fotoğrafını çekmiş, bana göndermiş. Nasıl sevindim sanki yine fotoğrafım çekiliyormuşçasına...Nasıl sevindim ve sonra ne kadar hüzünlendim anlatamam... Çok yıl geçmiş be şaka maka derken yaşlanıyoruz ha diye düşünürken ne hüzünlenmişim. O üzerimdeki t-shirti çok severdim. Hiç kirlenmese de hiç çıkarmasam diye düşünürdüm çocuk aklımla... Ayaklarımızda terlikler o taşlı bahçede yıllarca oynadık. Bahçemiz kocamandı, ya da biz çok küçüktük de bize öyle gelirdi.. Sanırım, son dediğim daha mantıklı. En son memlekete gittiğimde o eski küçük evimizin önünden geçtim.Artık sarı değildi, beyaza boyamışlar. Sanki saça yılların düşürdüğü aklar misali o eski küçük ev de aklara bürünmüş bembeyaz olup çıkıvermiş. En küçük kardeşimin ektiği çam ağacı kocaman olmuş. Ne hikmetse bizim diktiklerimiz kurumuştu. Sonra o taşlı bahçeye beton dökmüşler. O kocaman koşa koşa bitiremediğim, içinde maçlar yaptığımız, ilk kalecilik denemelerini yaptığım o köşeden bu köşesine koştuğum o kocaman bahçe topu topu beş metreymiş belki daha da küçük. Duvarları o kadar yüksek gelirdi ki tırmanmak cesaret işiydi, tırmanıp tepesinde durduğumuzda sanki Everest'in tepesindeymiş gibi hissederdik. Tabi, o zaman Everesti bilmiyoruz ama şimdi öyle bir duyguydu diyorum. O duvarı da çok büyütmüşüz gözümüzde canım. O da hadi olsun 1.5 metre....Bahçenin bir kısmındaki duvarda belediyenin yol yapımına kurban gitmiş. O küçük ev yola sıfır olmuş. Kimseler oturmuyor sanırım artık o evde...

Çocukken amma büyük görüyormuşuz canım herşeyi, bu ne güzel hayalgücüdür...Ve şimdi ne kadar uzağım o hayal gücünden... 18 sene önce dündü sanki işte ama o kadar uzak ki hayallerim, o kadar uzak ki çocukluk....Ne desem bilemedim... O küçük evi, o küçük evin o büyük bahçesini severdim...Evimin üstüne aklar bahçemin içindeki hatıralarımın üstüne beton dökülmüş...

0 comments:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Labels

14 şubat 1994 unesco kültür mirası 2 ağustos sertab erener konseri 22 nisan 22 nisan dünya günü 23 nisan 4440375 Adam Faver adsl adsl hızı ağaç akademik spam Alfred Chandler alışkanlık alışmak amazon kindle amos koyu anıtur arastacılar ashab-ı kehf askerlik aslolan aşktır aşk avanos avanos restoran Avea avea sesli imza ayşe arman azim aziz basil aziz george aziz onuphrius aziz theodere back up balık balkonda düşen pc bayat ekmek bayat ekmek satışı bencillik beyazıt kulesi beyazıt kulesinde hava tahmini beyazıt yangın kulesi biopro bir varmışım bir yokmuşum blackberry blackberry hediye uygulamalar blackberry kesintisi blog blogger bloggerda yeni görünümler bolu böyle korunamazsınız bu böyle cehennem cemiz topuzlu cennet charles handy çarıklı kilise çiçek sepeti çiçek sepeti mail adresi çiçek teslimatı çin çin malı çocukluk Deneyimler dinamik görünüm doğum günü Dustin Hoffman duvar dünya günü e-ink earthday ekmek satışı elektronik kitap okuyucu elmalı kilise engel eski çarşı Eskişehir etki alanı bloggerda olan websiteleri FCT fenerbahçe fikriniz çöpe gitmesin filler ve pireler fotoğraf gemiler GeziNotları girşimcilik google analytics gölcük gölcük milli parkı gördüklerim göreme açıkhava müzesi gül şurubu günlüklü güvercinlik vadisi güzel atlar diyarı harbiye açık hava hatıra hayal hayat ekspres Haydarpaşa haydarpaşa garında yangın haydarpaşa tren istasyonu Henri Charriere herşeyden biraz heryöne sınırsız tarife hizmet kalitesi HP hürriyet pazar ikimiz bir fidanın ikinci abdülhamit inovasyon iphone iphone 3G iphone satışı iphone turkcell iphone uygulamaları istanbul iş dünyası John McConnell kabak kapadokya kapadokya şarabı kaputaş karşı mahalle keder kelebek kelebekler vadisi kıbrıs kıbrıs günleri kızıl çukur kızıl vadi kızıl vadide gün batımı Kişisel kişisel blog kitap kitap basımı kod konseri koparılan çiçekler kopya ürün kral konserleri LAP LAMBERT Academic Publishing mersin mutluluk müşteri memnuniyeti nankör kedi narlıkuyu nehir netbook nostalji o tabak bitecek klibi okuduklarım Olasılıksız ortakent OrtayaKarışık ovabükü panaroma papillon para pazar pdf peribacaları profilo Rastladıklarım ReklamArası reklamlar rengarenk RIM RIMden Hediye sadakat safran safran çiçeğinin faydaları safranbolu Sakarya Ekspresi satış danışmanı seben sertab erener sesli imza sevgililer günü sevilla sevinç seyahat sınırsız tarife solan güller sony reader Steve McQueen strateji şeker bayramı tanıtım tatil TEB TEB Akıl fikir yarışması teknoasistan teknoloji teknosa teknosa deneyimi tokalı kilise tren Tren Saatleri ttnet turasan turasan şarapları turk telekom Turkcell türban türk telekom Türk'ün zekası uçhisar uçhisar kalesi ulusoy turizm unutmak üç güzeller peribacaları ürgüp Vodafone vodafone sesli imza websitem neden görüntülenemiyor wordpresse google analytics kodu nasıl konur yağmur yapı yazım yanlışları yedi uyuyanlar yemeniciler arastası yılanlı kilise yüksek lisans tezi zaman zeus tapınağı zor kadın
 
Copyright 2009 HeRşEyDeN BiRaZ. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan